19 Nisan 2024 Cuma

Başlık Ne Olmalı?

Yazmalı mıyım ?

Ne yazmalıyım?

Ya da bu gün yolum yine neden bloggera düştü?

Aslında sadece öylesine bakıp gidecektim..

Zira eskisi gibi süsleyemiyorum kelimeleri içindeki acıyı, sevinci anlatırken..

Ne oldu bana bilmiyorum..

Sahi dünyaya ve insanlığa ne oldu onu da bilmiyorum..

Eskiden bireysel acılarım vardı, şimdi dünyanın gidişatına bakınca kurumsal acılarım da cabası oldu..

Katmerlenerek çoğalıyor yaşanmışlıklar, yaş alıyorum her geçen yıl, yaşlanıyorum..

Baharları severdim eskiden, hoş ine seviyorum ama eskisi gibi tatlı gelmiyor artık ağaçların yeşillenmeye çalışan kuru dalları, çiçek açan yanları..

Zira zamanın, dünyanın, teknolojinin, insanların bireyselliğinin, samimiyetsizliğimizin geldiği nokta ve gittiği yer daha da ürkütüyor her geçen gün..

Dedim ya bireysel acılarım vardı şimdi kurumsal korkularım da mevcut..

Kafamın içini ortaya döksem var ya..

Sorguladıklarım, sevdiklerim, boğulduklarım, kaybolduklarım, yaşadıklarım, yaşayamadıklarım..

Dipsiz bir kuyu işte, ondan iki kelimeyi toparlayıp bir araya getiremeyişlerim..

Ne diyordum, işte yazmalı mıyım? ya da ne yazmalıyım hiç bilmiyorum..

Sadece elim istemsizce YENİ YAYIN butonuna gitti..

Neyse benden bu günlük bu kadar..


Hala buralara uğrayan vefalı insanlar var biliyorum, hepsini saygı ile selamlıyorum..

Hala arada yazdığım postaları okumanız ve yorum bırakmanız inanın bende o kadar değerli ki..

Bana kendimi değerli ve iyi hissettiriyorsunuz..

Sizi hiç tanımıyorum ama gerçekten saygı duyuyorum, seviyorum..

Ve hep dua ile anıyorum..

"İyi ki varsınız."

Mutluluk, huzur ve güzellikler sizinle, hepimizle olsun..

Bir sonraki uğrayışa kadar selametle kalın..



Nursalkımın..

19 Ocak 2024 Cuma

Saçma..


Bir gün dedim..

Kim bilir kaç gün hep "bir gün" dedim..

Bir'i birle belki de bin ettim..

İçimde kendime dair ne varsa yerle yeksan edip, yok ettim!


Sönmedim ama yanmıyorum..

Dinmedim ama yağmıyorum...

Gülmedim ama ağlamıyorum..

Yok olmadım ama "VAR" da değilim..

Bir hiçlik içerisinde benliğimi yitirdim..


Bana ne dair ne var diye sorarsan,

Bazen hayallerim, bazen hayat gailesi, bazen hüzün..

Çoğunlukla bir umutsuzluk girdabında debeleniyorum..

Dedim ya hep "bir gün"ün ufuğunda şafağa gebeyim..

Ummuyorum aslında artık "bir günleri" ama unutmuyorum da..

İşte böyle garip, saçma sapan bir yerlerdeyim..




Nursalkımın..

11 Mayıs 2023 Perşembe

öylesine

Bir tuş kadar yakınsın belki..
Ama senelerce uzak..
Kanadı kırık bir kuş yüreğim, uçamıyor ki..
Özlemlere sığınıp, kuytu bir köşede sadece ağlıyorum şimdi..

Baktıkça anılara, düştükçe hatıralarıma sızlıyorum sadece...
Elimde kalan ne var ki sessiz ve imkansız hayallerden başka..
Söylesene kaç sene daha yetmeyecek seni benden silmek için..
Daha kaç damla gözyaşı ile yıkamalıyım kalbimi..
Daha kaç kez kahrolup, alışmaya çalışmalıyım ki..

En çocuksu yakarışlarımla sessizce diliyorum..
Bir mucize olsa, gelsen..
Silsen buselerinle gözyaşlarımı..
Ruhumda açılan yaralarımı öpsen sakince..
Uçsuz bucaksız karanlıklarımda sarılsan ve korkma ben artık buradayım desen..
Nefesini hissetsem saçlarımda  ılık ılık..
Kalbim kalbinde atsa..
Hayatımda ilk defa mucizeler gerçek olsa..
Mucize, mucize, mucize, mucize..
Evet olsaydı mucize diye bir şey, kesinlikle sen olurdun bana..

Canım yanıyor kelimesi anlatmıyor artık içimdeki şeyi..
Bunun bir tarifi bir tanımı yok inan..
Nasıl desem..
Yokluk içerisindeyim..
Sanki aldığım nefes ciğerlerimde tükeniyor..
Sanki içime her çektiğim hava ile biraz daha nefessiz kalıyorum..
Parmak uçlarımda bir acı, sol göğsümde bir yumru, gözlerimde delice bir sızı..
Dişlerimi bir birine geçirip çenem uyuşana kadar sıkıyorum çoğu zaman kendimi, damlamasın diye gözlerimden acılar..
Sürekli bir şeylere çabalıyorum, düşünmemek için seni, beni, bizi..
Sahi biz hiç 'biz' olmadık ki...
Yolumu çeviriyorum senden geçen sokaklardan, kaçıyorum sana gelen sapaklardan..
Sonra bir zeytin görüyorum, zeytin gözlerin düşüyor aklıma..
Sonra bir gül görüyorum güllerin düşüyor yüreğime..
Hepsi bahane aslında ben seni hiç unutmuyorum ki bir şeyler hatırlattı diye bahaneler sunayım..
Seni aklımın karanlık köşelerine atıyorum, üstüne milyonlarca kelime, saçma hatıralar fırlatıyorum..
Yok inan olmuyor en saçma bir kalem bile seni düşünmem için yetiyor..
İçimde çınlayan hüzün hep senin adınla sesleniyor bana..
Tüm acıyı senden biliyorum, elimi kessem senin yüzünden diyorum, ayağım taşa takılsa sana kahrediyorum..
Ne garip senin ise haberin bile yok bunlardan..
Bazen düşünüyorum, belki de umuyorum salakça acaba hisseder mi diye?
Milyonlarca acabam var sana, bize dair..
Biliyorum bu dünyadan yanımda bir tek onları götürebileceğim ve hep soracağım,
Gerçek ne????? diye..

Yazsam yazsam, sayfalarca, bir acımı bir sevgimi döksem kağıtlara geçer mi?
Biter mi????????????????????????????????????




Nursalkımın..